Blog

Murathan Özbek – İn

Murathan Özbek “in” adlı fotoğraf sergisiyle 2012 yılını unutulmaz bir yıl olarak zihnimize kazıdı. Serginin afişinden tanıtım filmine kadar her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve kurgulanmış. Zaten ilk fotoğraftan son fotoğrafa kadar geçen süreyi ömürden düşmeliler bence. Murathan Özbek parmaklarının arasından dahi sızdırmadığı hayallerine sahip çıkan bir sanatçı.
İn’i yerinde görmelisiniz. Fotoğrafların her biri kendi başına bir sergi niteliğinde. İlk bakışta biraz büyük geliyor insanın gözüne ama sonra tartıyorsunuz ve bakıyorsunuz ki boyutları: düş x düş. Üstelik fotoğrafların ölümsüzlüğünü üstlenen insanlar fotoğrafın öyküsünü paylaşıyormuş. Sırf bu ayrıntı bile sergiyi benim için ulaşılmaz bir yüksekliğe koyuyor. 
Fotoğraflara konan adlar yaşanmışlık kokuyor:
Ben gezi sırama göre notlar aldım ve dilim tutulduğu için Murathan’a o soruları soramadım.
  1. Büyük Albüm – Taşıyamadığım [o soru: ilk düşen kimdi geçmişten?]
  2. Beraber – Yaşayamadığım [o soru: sahi, çocukluğun bıraksa gider misin?]
  3. Boşa Kürek – Sona Eremediğim [o soru: zaman dolduğunda yerimiz hazır mı -orada?-]
  4. Dürtü – Söz Geçiremediğim [o soru: gömdün diyelim, ya ölmezse? süpürgene bindin diyelim, ya gitmezse?]
  5. Dünya – Arınamadığım [o soru: senin yıkandıkların o’nu ıslatır mı? şemsiye gerçekte kimde kaldı?]
  6. Koza – Çıkmak İstemediğim [o soru: büyüdüğünde sıyrılamadığın şey sadece kabuğun mu? melekliğin o kadar beyaz mı hâlâ?]
  7. Ben mi? Anlayamadığım [o soru: şimdi güzel güzel gömsünler mi seni?]
  8. Bile Bile – Aldırmadığım [o soru: o’na giderken başkasını öldürüyorsun, hızlı mı gitmelisin?]
  9. Doğru Adam – Buluşamadığım [o soru: sen birine huzurla uyandığında başkaları hayatından -uykuyu- çıkarıyor mu?]
  10. Duvar Ustası – Yıkamadığım [o soru: Atay diyor ki: “iyi şeyler birdenbire olur bu kadar bekletmez insanı.” duvarlar kötü mü ki yavaşça örüyor dünyayı?]
  11. Oyun – Dönemediğim [o soru: kadım bazen unutuyor büyüdüğünü arada saçlarından çekmeli miyim?]  
  12. Başkası – Ele Veremediğim [o soru: kimsin sen düşümde dolaşan?]

“Ben mi? Anlayamadığım” önünde uzun uzun konuştuk. O ara ölüm geldi aklıma ama Murathan’ın ölü halini düşünemedim. Çünkü o asla ölmeyeceğini o gün orada kanıtladı bize, bana. O belki ölümden korkuyor ama ölümün ondan korktuğuna eminim. 
Ben sorularımla öldüm orada. Cevapları duyacak kadar ömrüm kalmadı. “İn” hepimizin! Ne mutlu, ne âlâ!
mirfanK’12

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir