“Şu an yaşadığım düşüşten korkmuyorum. Beni korkutan yere çarptığımda senden kopmak.”
Sensizliğin nöbetini kim yazıyor? Hayır beni çok iyi bilen birisi olduğu kesin. Çünkü seni en çok özlediğim zamanlarda sensizliğin nöbetini tutuyorum. Herkes uyuyor, evlerin ışıklarını sayıyorum, zamanla o ışıklar da bitiyor. Her şey bitiyor; sensizlik hariç.
Bedenim bitap düştüğünde sana kavuşmuş gibi davranıyorum. Yoksa başka türlü geçmiyor burada zaman. Sanki onlarca insana aldırmadan orada, o köhne koğuşta beni bekliyormuşsun gibi heyecanlanıyorum. Adın, kokun, izin yok. Yorganım sensin, yastığımın yarısı senin.
Ranzamı paylaştığım silah arkadaşıma senden bahsetmek zorunda kaldım. Başta çok güldü üzerime. Hatta diğer arkadaşlara anlatmasından çok korktum. Zaten delilik almış başını gidiyor şimdi bir de benden “deli” diye bahsetmelerini kaldıramam. Bazı geceler burası çok soğuk oluyor biliyor musun? Ben sana sarılınca üstüm açılıyor haliyle o da dayanamayıp üzerimi örtüyor, yani seni kollarımdan alıyor, ben de uyanıyorum. Bu birkaç kez olunca anlattım. O benim dayanma sebebim dedim.
Çok şükür bugün burayı kilitlememişler. Sana sarılıp güzel bir uyku çekeyim istiyorum. Senin de sesin çıkmıyor hani, buna üzüldüğümü söyleyemem ama arada seslensen hiç fena olmaz. İnan bazen bana kızmalarını bile özlüyorum. Ama işte..
Bu gece son on yılın en soğuk kışı bekleniyormuş. Ben yine seninle intihar edeceğim. Bak bunları sana anlatıyorum ama bahsetme kimseye. Kimse bilmesin sana sarıldığımı, seni öptüğümü, seni kokladığımı bilmesinler. Hiç kimse bilmesin huzurunda ağladığımı.
Kimseye söyleme
Tamam mı?
Kartpostal: Seha Can
mirfanK’12