Murathan Özbek |
Okan Bayülgen’e;
Avuçlarımdaki tırnak izleri konuştu: “Biraz daha bekle!”
Gözlerinin içine bakarken ruhunun can çekiştiğini görebiliyordum. Ama dudakları hiçbir zaman “bırak beni” acizliğine düşmedi. Onun yaptığı şeyin adı -fazla gurur- olmalıydı. Peki bunlar benim umrumda mıydı? Tabii ki hayır.
Dünyada en çok kıymet verdiği şeyi kaybeden birisi için yaşamanın pek anlamı olmuyor. Babamı kaybettiğimin ilk haftası bir sürü intihar girişimim olmuştu. Bazen küvetten topladılar beni, bazen pervazdan. Şimdi bunları sesli düşündüğümü göz önüne alırsak bu girişimlerimin hepsi başarısızlıkla sonuçlandı. Yani yine çuvalladım.
Şimdi onu anlayabilmem için birisinin gelip sokak ortasında ablamı deşmesi gerekir. Ama benim ablam yok. Üstelik birisinin ablamı bilmem kaç yerinden bıçaklayabilmesi için benim aptal olmam gerekir. Evet, şu karşımda oturan sürtük tam bir aptal!
Ablasının omzuna saplanan ilk bıçaktan sonra attığı çığlık vesilesi ile uçuşan güvercinleri seyredecek kadar duygusuz birinden bahsediyoruz. Neyse ki tam zamanında kapattım ağzını ve ısırdığı parmağım onu susturmaya yetti.
Gözümü kapatıp kolumu açtığımda bir damla terin alnımdan sıçradığını hatırlıyorum. Sonra kollarımda bir ağırlık hissettim. Cansız bedeni üzerime çullanmıştı. O kadar hırpalamışım ki tırnaklarını uzun bir süre silkelemek zorunda kaldım. Deri montumu kanın bulaşmadığı karlarda temizledim. Tüm bunlar olurken o aptal kardeşi de bir çöp tenekesinin yanına sığınmış yine aptal aptal bir kediye bakıyordu.
Kar kristallerinin sokaktaki tüm gürültüyü yuttuğunu anlayabilmem zor olmadı. Ama bu kar tanelerinin bana yaptığı en büyük iyilik ise sokakta kimseyi bırakmamış olmasıydı. İnsan tenine düşüp eriyen bir şeyden neden bu kadar korkar ki? Herkes evine sığınmış, camın önüne oturmuş, korkusundan perdeyi bile aralayamamış ve saçma bir romantiklik peşinde! Sokaklarda insanlar ölüyor sebepsiz yere!
Tahminime göre yaklaşık yarım saat sonra bu kan havuzu kapanacak, en iyisi sevgilimi çöpe atıp gitmeliyim. Giderken de kardeşini yanıma alayım. Malum hayat devam ediyor, ablasına kaldığım yerden kardeşine başlayacağım. Evet, sevdim bu fikri.
[…] […] […]
Ablanı sadece sevmiştim. Şimdi sıra sende.
Fotoğraf: Murathan Özbek