Bir burun çekme sesiyle dağıldık biz. Ama öncesi var; kucağında çiçeklerle taksiye binen kız, sürekli iç çekip dudaklarıyla şarkılara eşlik eden taksici ve sesi soluğu çıkmayan diğer üç yolcu.
İster istemez taksicinin dinlediği radyoya kulak verdik. Adını bile bilmediğimiz şarkı bitti, canlı yayına bir kadın bağlandı ve şarkı istedi:
[…] şey, ben, Erkan Oğur’dan Mamoş’u istiyorum, benden Adana F Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatmakta olan Eşim’e gelsin. Son görüş günü onu çok kırdım, çok üzdüm, şu an dinliyordur herhalde, onu çok seviyorum. […] dedi ve kapattı telefonu, telefonun öbür ucunda bulunan, yani radyo programını yapan birkaç saniye sessiz kaldı, sonra Mamoş geldi.
Taksici apar topar bir sigara yaktı, kucağında çiçeklerle koltuğa sığmayan kız yaklaşık yarım dakika sonra burnunu çekti ve biz, arka koltuktakiler, birkaç damla yaş yüzdürdük F Tipine.
Düşünsene, dinleyip dinlemediğini bilmiyor bile.
Düşünsene, eline telefonu alıp paylaşamıyor, o an yaşadığı duyguyu bile.
Düşünsene, kaç zaman sonra ilk kez görmüş, kalbini kırmış, her saniye aklında, getiremiyor cümlesinin sonunu bile.
Düşünsene,
Ya da boşver, düşünme.
Dilaf dedi ki:
yüreğine sağlık irfan. Rabbim kalemine zeval vermsin.