Blog

sual

bir hayata doğru gidiyorsun, sen adım attıkça -bildiğin- başka bir hayat ölüyor, hızlanır mısın?

hayat, bir geçtiğin yoldan tekrar geçemeyeceğin, üzerinde değişik hızlarla seyrettiğin bi’ yol gibi. yol boyunca kapladığın yer, gördüğün ağaçlar, kokladığın çiçekler hatta ve hatta aldığın yaraların hepsi nevi şahsına münhasır. kontrolünde olan tek şey yoldaki hız. çetin hava koşullarında hızını artırabilirsin mesela veya üzüldüğünde koşabilirsin. sevince, hele çok sevince durur gibi olur her şey, yavaşlarsın, o an orada olmanı sağlayan ne varsa tek tek irdelersin, minnetini iletirsin. bütün bu gerçekler ki bunları iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayırmak mümkün ki insan da öyledir iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılır, iyiler tekrar ikiye ayrılır çünkü iyilik bölünerek çoğalır. evet, bütün bu gerçekleri hatırlamayabilirsin; kokuları anımsayabilirsin, konuşmaları duyabilirsin, yine aynı noktada durup aynı insanlara kızabilirsin fakat hiçbir şeyi değiştiremezsin. 
bir hayata doğru gidiyorsun, sen adım attıkça -bildiğin- bir geçmiş siliniyor, duraksar mısın?

fotoğraf: murathan özbek, in

mirfanK’15

Blog

giydirme hikayeleri – II

-duman-
(…) donmadan evvel elindekilere baktı kadın: donmaya elindekilerden başlayacaktı, iki ağaç tohumu, bi’ yarım kilim, siyah kaplı bi’ defter. o’na istediğini vermeyeceğim dedi ve bir daha inanmamak için tüm duvarlarını ördü. son hatırladığı birbiri ile yarışan iki damla gözyaşının gamzelerini ısıttığı idi. tebessümle ölen kaç kadın vardı ki? ilk kez bir şey yazıyordu, bu “son” onun yazdığı ilk ve son şey oldu. 

mirfanK’15
Blog

giydirme hikayeleri – I

-devrim-

(…) yanması için yakılmış ateşe baktı uzun uzun; bir adım attı ve bekledi adam. öylece kalmadı, ateşin içinde bekledi. oradaki kalma eylemi gitmenin zıttı değildi, o bekledi çünkü: ateşin içerisinde beklemek başlı başına bir devrimdi. 

mirfanK’15
Blog

azap

iyi gidiyordu yanında yıldızlar,
onlar bile aynı yerinde değil artık,
iyiydiler ve gittiler.
iyi olan hiçbir şey iyi kalmadı
dünya dört bir yanından dert fışkıran bir bataklık artık,
ve ben dünyaya acıyan duyguların iç sesiyim;
demirden de korkarım, trenden de.

fotoğraf: murathan özbek

mirfanK’15

Blog

sızı

bir bıçakla büyümeyi öğrendim,
içimden kanayacak kadar içtim biraz,
gözlerini kısma,
kanımda dolaşan senin izlerin.

ben gri bakan bütün göğü gözlerinin hatırına bağışladım,
sen de affet yağmurları,
mazgalların yüreği yangın yeri.

mirfanK’15

Blog

borç

hatırlamaya doymayan biz,
ne çok şey borçluyuz yıldızlara.

şimdi adının mevsimi,
duvarlarda çoktan bitmiştir içli sesim,
bir bir yankı topluyorum,
-söylemişim, dinlememişim-

denizler, ırmaklar o kadar güzel ki bu mevsim;
musluklardan çamur akıyor,
saçların kumlu,
ellerin kirli kalsa ne olur?

ben adını her gece temize çekiyorum.

mirfanK’15

Blog

acı

hiç ıslanmamışsın ki yağmurda,
sen nereden bileceksin; suyun halini, göğün derdini,
her yağmurda ıslandık ama
göz göre göre ölüyoruz burada.
elbet -iyilik, sağlık- olacak göğün ardında,
ah, göğün en mavi derinliği;
en çok ben ölürken güzelsin.

mirfanK’15

Blog

perde

onlarca göz sayarım, ki hepsi tek bakıyor,
herkes acısını kıyaslıyor, ucundan, kıyısından
soluk, bir fotoğrafta yaşıyor hâlâ aynalardan biliyorum,
biliyorum ki hâlâ dinliyorsun kabuklarının sesini,
ve bir kat daha yamalı şimdi yaralarının perdesi.

yamanı sev,
yaranı unut.

mirfanK’15

Blog

Bedel

bedel ödemek
Hiç keşfedilmeseydi el ele tutuşmak, 

Keşke sadece gözlerimizle kirletseydik birbirimizi. 
İşte o zaman gözyaşlarıyla ödeyebilirdik 
Kirli geçmişlerin bedelini.

Dün’e takılıp düşenlerin dizleri mi kanıyor sanıyorsun? O kadar kirlettik ki hayallerimizi, yenisini kurmak için gözyaşlarımızla yıkıyoruz o düş dünyasını. Keşke çıkarken söyleyebilsek; “hesabı arkadaki ödeyecek” diye. Gurur şişkin duruyor yürekte, her şeyin bedelini en çok seven ödüyor ve avuç dolusu bahşişle. Egolar yontulmadıysa geri dönüp o dünyanın bulaşığını bile yıkıyor “sevenler”. Anlayacağınız ellerinin aşkıyla yaş işlere karışıyorlar. Kim bedel ödemeden devam etti yoluna?
Santim santim aradım seni kirli ellerimle, inan bulduğum gözlerde sana dair bir ışık bulsam ömürlük kalacaktım. Oysa yapış yapış kirpiklerde titreyen bir yaş gibiydim, senin kıymetini düşünce anladım. Bırak, boş kalmalı gamzelerim. Senin sesin yankılansın sadece yüzümde, sen yüzüme vur her şeyi, hiç çekinme, ben gülüşlerinle temizleyeceğim her yüzümü. Ben tüm bu geçmişimin bedelini sensizlikle ödedim zaten, yüreğimde de senden başka bir şey yok. O yüzden söyle onlara, bir şey istemesinler benden. Canımı veremem, sana doymadım.
Ben içinde senin olduğun bir “düş” aldım, çok üşüyorum, 

Beni sarar mısın?

mirfanK’11
Blog

çay


ç a y


Bir dondurma şemsiyesinin altında güneşten sakınırken biz unuttuğumuz güzel anıları birbirimize hatırlatıp mutlu oluyorduk, yoktan yere hem de. Yılın büyük bir bölümünde üzerinde buz misafir eden kaldırım bile razıydı bizden. Sayısını hatırlayamadığım kadar çok çay içtik. Biz yaklaşan hüzünlü günlere önlem olması için o gün çok güldük. Sonra büyük bir kamyon yıkılan eski evlerin arasından çıkıp tozu dumana kattı. Kısa bir an huzursuz olduk. Sonra o kendi önünde duran çay bardağını unutup eliyle benim çay bardağımı kapattı. Tozdan korunup göz göze geldik. Çayı çok sevdiğimden değil ama beni çok sevdiğinden […]
Şekil A-1

mirfanK’12 – iyi ki ağabeyi.
Blog

bayram

incittiğiniz bir yüreğe dokunun, belki bu bayram iyileşir tüm yaralar.
huzurlu bayramlar.

mirfanK’15
Blog

denk

gülüşün-
gülüşüme denk geldi
tam da böyle bir bahardı
ilk veya son oluşunun ne önemi var.
hatırladıkça balkonda yıldız kuruturum
kışa dilek lazım, memleket kara.
buradan bakınca ay
oradan bakınca bahar.
bi’ düşün de
içim ısınsın.

fotoğraf: viyana, 2009

mirfanK’15

Blog

güz dağı: eylül

göz göremez bazen,
dikkat et, bak,
görmeyi bilenlerin kapalıdır gözleri.

ve kim bilir belki kuşlara denizdir gökyüzü,
sana uçuyor olabilirler ama işte orada, bak,
yüzüyor hepsi.

mirfanK’15
Blog

yön

insanın gözleri çöker de
enkazından toz çıkmaz bilirim.

zamansız söyledin yönünü,
boğazıma oturdun-
içime bakıyorsan eğer manzaran güzel,
aynalardan korkuyorsan,
içim cehennem.

mirfanK’15
Blog

kıyı

vicdanı kangren olmuş padişahların nefes aldığı yer küreden
içerisinde umuttan başka hiçbir şey barındırmayan çocukların göçüşü ağır.

dilini, dinini, ırkını, cinsiyetini, mezhebini sorgulamadan evvel işlenen bi’ insanlık suçuna “suç!” diyemeyenler mışıl mışıl uyurken
zifiri karanlıkta bi’ ışığın düşüyle sonsuzluğa uyuyan masumların uykusu ağır.

çocuklar ıslansınlar ama ölmesinler.

birilerinin kokuşmuş günahlarının bedelini çocuklar ölü bedenleriyle kıyıya vurarak ödememeli.
hiçbir dava, hiçbir ulusal çıkar, hiçbir koltuk masum bi’ çocuğun aziz canından kıymetli değil, olmamalı.

“ürkek bir serçe gibi eğme başını
kaldır başını ve dimdik dur
bu senin değil, ülkemin ayıbı
hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk.” -nazım hikmet-
 

Blog

iksir

yanında bulduğum bu ölümsüzlük
başka bir deyişle kokun olmalı.
sırtım duvara değdiğinde tedirgin oluyorum,
hiç değilse dokunduğun bir beton olmalı diyorum
taş kesiliyor içim.

buralar fani,
ellerim kör, yanını arıyorum
kim benden fazla yaşıyor oralarda,
bilmiyorum.

mirfanK’15


Blog

Memleket

oralarda bir yerlerdesin,
“güneşe uzanacağımız günler yakın” dedin
senin yakın dediğin yarın kadar uzak
ve ben bir geceyim;
koynumda dolunay, adın ezberim.

buralarda bir yersin,
bakıyorum yoksun
ama yumuyorum gözlerimi, yerimsin.

Blog

ihtimal

iki eksik beden idik bu kızıl kumlarda,
bir ihtimal daha vardı,
başını okşayıp sırtını sıvazladığımız küçük bir ihtimal;
tüm kumları yeşile boyayacak,
boğazımızdan maviyi taşıracak bir ihtimal.

gözyaşının dahi yetmeyeceği acılar bıraktın bu kumlara,
ihtimal dahi gözü yaşlı.

damla damla bebek düşüyor gökten,
ve kelebekler
bu mevsimde de öldüler.

mirfanK’15
Blog

Doğadaydık!

4 arkadaş 2015 Fethiye Ekstrem 14. Dönem programına katıldık! 
İşbu yazı bizden sonra katılmayı düşünenlere / katılacaklara bir rehber olması amacıyla kaleme alınmıştır.

1 gün erken konaklama satın alıp Cumartesi günü otelimize giriş yaptık.
12 Adalar Tekne Turu

Otelde kahvaltı yapıp tekne turu aktivitesi için aktivite alanına geçiş yaptık. Tekne turu her telden çalabileceğiniz bir aktivite ve programın giriş aktivitesi olarak çok makul. Dilerseniz alt katta kitap okuyup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz, dilerseniz üst katta dans edip doyasıya güneşlenmenin keyfini sürebilirsiniz. İlk durakta keyifli bir yürüyüş var. Bir tepeye çıkıp o canım manzarayı doya doya seyredebilirsiniz. Ardından kıyıdan denize girme şansınız var. -benim gibi ayağınızın yere değmediği yerlerde panik yapıyorsanız ilk durak biçilmiş kaftan-
Her durak ayrı güzel. Denizin eşsiz renklerine kavuşmanız mümkün. Bir durakta muz geliyor, kişi başı 20 TL karşılığında bu keyfi de yaşayabilirsiniz. Siz eğlencedeyken bir yandan da öğle yemeğiniz teknenin mangalında (tavuk veya balık) pişiyor olacak. Ve siz ey yüzme bilmeyenler; teknede sınırsız makarna var! Korkmayın, denizin ve eğlencenin tadını çıkarın! 
Yanınızda bulunması gerekenler: Kitap (isteğe bağlı), güneş kremi, deniz / su ayakkabısı, yedek tişört, fotoğraf çekmek için makine veya telefon. 
Tekne turunun ardından otelde akşam yemeği ve yemekten sonra diğer aktiviteler ile ilgili alanında gerçekten uzman kişilerden bilgi aldık. Aklınıza takılan her şeyin cevabı bu toplantıda var. 
Jeep Safari

Mükemmel bir aktiviteye hazır olun! Tam anlamıyla suya doyacağınız bu faaliyette yaklaşık 13 kişilik gruplar halinde jiplere binip yola çıkıyorsunuz. İşte asıl eğlence burada başlıyor. Muhtemelen daha önce hiç tanımadığınız insanlarla 40 yıllık ahbap oluyorsunuz çünkü bu işte bir su savaşı var! Temin edebiliyorsanız oraya gitmeden önce iyi bir su tabancası alın. Temin edemezseniz de sıkıntı yok, ilk durakta iş görebilecek tabancaları edinebilirsiniz. 4 kişilik arkadaş grubumuz bu aktiviteden sonra 9 kişi oldu. Birbirinden değerli 5 kişi daha aramıza katıldı ve biz “köleler” geri kalan tüm aktiviteleri birlikte tamamladık.
Tepeden tırnağa ıslanmaya hazır olun. Diğer safari katılımcıları ile birlikte yaklaşık 10 jip su savaşı yaparak ilerliyorsunuz. Arabanızdaki bidonlara sahip çıkın ve her molada doldurmayı unutmayın. Yerli yabancı tüm katılımcılarla savaş halindesiniz. Hepsinden öte safari yolundaki yerel halk bu savaşı çoktan benimsemiş. Herhangi bir kahvenin yanından geçerken ıslanmaya hazır olun. Zira bahçeyi sulayan teyze bir anda hortumu size çevirebilir.
Yolculuk boyunca birçok güzellik var. Gizli şelalenin altına girin mutlaka. Çamur banyosuna katılmamazlık etmeyin. Gerçekten cildiniz ışıldayacak. Buz gibi sularda yürümeyi ve yıkanmayı da ihmal etmeyin. Başta da dediğim gibi birçok insanla kaynaşıyorsunuz, aynı cephede savaşıyorsunuz ve gerçekten sıkı dostluklar ediniyorsunuz. 
Deniz / su ayakkabısı giyin mutlaka. Terlik bu aktivite için uygun değil. Yürüyüşlerde ve çamur banyosunda kaybolma ihtimali var.

Jeep safariden sonra rüzgar sebebiyle saçlarınız birbirine karışmış olabilir. Lavaboda bir avuç saç bırakmak istemiyorsanız sac kremi götürmeniz de tavsiye olunur. Ayrıca bolca çamur olduğu için koyu renk giymenizde fayda var.

Yanınızda bulunması gerekenler: Su geçirmez çanta, su tutmayan şort / tişört, telefon götürecekseniz eğer mutlaka su geçirmez telefon kılıfı, deniz / su ayakkabısı, yedek tişört ve şort, havlu, güneş gözlüğü, para (hediyelik eşya, su tabancası, ekstra bir şey yemek, içmek vesaire için)


Tüplü Dalış

Ne demiştim? Ayağınızın yere değmediği yerde yüzmek. Heh. Ayağı yere değmediğinde panik yapan ben tüplü dalışın iki seansına da katıldım. Dalış ile ilgili yine sınırsız bilgilendirme mevcut. Kulak açma diye tabir ettiğimiz kulak dengeleme eyleminin nasıl yapılacağından tutun aklınıza gelecek ve size denizin altında lazım olacak her bilgiyi dalış öncesi veriyorlar. Benim en büyük endişem burundan nefes alma korkusu idi, dalış gözlüğü burnu tamamen kapattığı için mecburen tüpü kullanıyorsunuz ve panik yapma süreniz maksimum 30 saniye. 30 saniyeden sonra kuracağınız ilk cümle şu: “iyi ki buradayım!”
Alanında uzman 3 eğitmen nezaretinde 5 kişilik gruplar halinde kıyıdan başlayarak dalış yapıyorsunuz. Derinlere doğru indikçe kulak dengeleme yapıp devam ediyorsunuz. Sağınızdan solunuzdan geçen 1001 çeşit balığa bakmaktan fırsat bulursanız nefes almayı unutmayın. Tahminimce 6 metreye gelindiğinde fotoğraf ve video çekimi var. Eğitmenler size balıkları beslemeniz için ekmek veriyor ve siz balıkları beslerken fotoğraf ve videolarınız çekiliyor. Eğer benim gibi partneriniz ile daldıysanız işaret dili ile özel fotoğraflar isteyebilirsiniz. Oraya indiğinizde bayrak açmanız mümkün. Dalış yapmadan önce eğitmene söylemeniz yeterli. 14. dönemde yaklaşık 60 kişi dalış yaptık. Benim gibi yüzme bilmeyen onlarca insan sorunsuz dalış yaptı. Çekinecek hiçbir şey yok. Yalnızca şunu söyleyebilirim palet ile yüzmeye aşina değilseniz dalış yapmadan önce sığ bir yerde paletle ilerleme egzersizi yapın. Bu suyun altında daha az yorulmanızı sağlar.
Yanınızda bulunması gerekenler: Neopren ile dalış yapmanızı tavsiye ederim, hiçbir şey giymeden şort / bikini ile dalış yapma şansınız var ancak neopren ayrı bir hava katıyor ve kesinlikle fotoğraflarda daha iyi görünüyorsunuz. Yanınıza her şeyi alabilirsiniz teknede muhafaza etme şansınız var. Havlu, terlik, dalış harici yüzecekseniz yedek kıyafet alabilirsiniz.

Yamaç Paraşütü

Babadağ’dan (1900 metre) yapacağınız bu aktivite programın en keyifli aktivitelerinden birisi. Otelden Babadağ’a uçuş yapacağınız pilotlarla hareket ediyorsunuz. Biz giderken benim pilotum “insanları uçanlar ve uçmayanlar olarak ikiye ayırıyorum” demişti. Gerçekten ne demek istediğini anlayacaksınız.
Arkadaş grubu ile atlayış alanına gitmeniz bir şey ifade etmeyebilir. Farklı yönlere doğru uçuş yapıyorsunuz. Havada karşılaşma ihtimaliniz de çok zayıf. Tamamen sizin inisiyatifinizde pilotunuz size  akrobatik hareketler yapabilir. Ben pek kıymetli Mustafa Üri hocam ile birlikte sakin olarak nitelendirebileceğim bir uçuş gerçekleştirdim. Ölü Deniz’i, Kelebekler Vadisi’ni ve hep bahsettiğim denizin o eşsiz rengine bir de oradan bakın lütfen! 
Benim gibi fotoğraf hastası birisi iseniz pilotunuzdan ricada bulunun. Sizi kırmayacaktır. Aktivitenin büyük çoğunluğunda makine sizin elinizde oluyor, dilediğiniz açılardan fotoğraf ve video çekme şansınız var. Makineyi düşürmekten çekiniyordum, makine tıpkı sizin gibi sıkı sıkıya pilota bağlı. Bol bol sohbet edin, pilotunuzun hikayelerini dinleyin, hiç tanımadığınız ve muhtemelen bir daha hiçbir zaman görmeyeceğiniz pilotunuza hikayenizi anlatın. O yükseklikte ruhunuza format atıyorsunuz. O manzaraya karşı bi’ sigara içeyim diyorsanız eğer pilotunuza da ikram etmek koşulu ile mümkün. Pilotunuz kullanmıyorsa iznini alarak içebilirsiniz. 
Yanınızda bulunması gerekenler: Cesaretiniz -bunu unutmayın- güneş gözlüğü alabilirsiniz -düşmesinden endişe ediyorsanız bağlayabilirsiniz- düşmesinden endişe ettiğiniz şeyleri pilotunuz kendi çantasına koyabilir, terlik yerine ayakkabı tercih edin, inişte ve kalkışta 4-5 adım yürümeniz / koşmanız gerekiyor işiniz kolaylaşır. Yamaç paraşütü fotoğraf ve videolarını almak isterseniz 120-150 TL arasında değişen bir para ödemeniz gerekiyor. Ödemekten çekinmeyin.

-Türk Gecesi-
Bu gece etkinliği otelde gerçekleşiyor. Şayet şansınız varsa o geceye sanatçı olarak Görgün Veli Topçu katılır. Hayatımda bu kadar eğlendiğim başka bir gece daha hatırlamıyorum. Mükemmel sürprizlere ve sınırsız eğlenceye hazır olun.

Dalaman Çayı Rafting 

Raftingin yapılacağı parkura ulaşmak için epey bir yol kat ediyorsunuz. Botlar 6 kişilik. Daha önce Fırtına Deresi’nde rafting yapmış birisi olarak şunu söyleyebilirim, Dalaman Çayı kesinlikle daha zor ve eğlenceli. Zira rehberler suyun altını ve üstünü ezbere bildikleri için onların talimatlarına uymanız yeterli. Disiplin seviyorsanız mutlaka Mustafa hoca’nın botunda yer alın. Parkur boyunca molalar var. Kayalardan süzülen sudan mutlaka için. Parkur öncesi yaklaşık 45 dakikalık demo var. Mustafa hoca rafting boyunca karşılaşmamız muhtemel bütün durumlar ile ilgili bilgilendirme yaptı. Şu kadarını söylemek yeterli olacak: botla neler yapabileceğinize siz de şaşıracaksınız. Bottan düşerseniz düşmenin de keyfini çıkarın. Can yeleğiniz sizi suyun üzerinde tutuyor aldığınız eğitim doğrultusunda sırt üstü uzanıp kendinizi yönlendiriyorsunuz. (küreğinizi bırakamayın, bu espriye gidince güleceksiniz) herhangi bir kayaya çarpma ihtimaliniz çok az, diğer botlardan veya rehberlerden yardım hemen geliyor ve bu tutkunun hazzına erişiyorsunuz!
Yanınızda bulunması gerekenler: Su / deniz ayakkabısı, su tutmayan şort, yedek kıyafet

Aqua Park – Bungee Jumping

Aqua park harikulade. Özellikle ikili botlarla yapabileceğiniz bir çok etkinlik var. Adını bumerang olarak hatırladığım kaydıraktan mutlaka iki kişi kayın. Biz 9 kişi kasa kiralayıp değerli eşyalarımızı oraya bıraktık. Yanınıza güneş kreminizi, terliğinizi, havlunuzu, yedek kıyafetinizi alın. Bir an önce bungee jumping’e geçmek için sabırsızlandığımdan aqua park kısmını sonlandırıyorum!
Düşemez ki!
Evet, aşağı bakacak olursanız eğer konteynırın üzerinde tam olarak bu yazıyor: “Düşemez ki!” Bakın bu kadar eğlenceli insanı bir arada tekrar yakalamanız mümkün olmayabilir. Hasan ve eşi, Fatih ve adını hatırlamadığım, işini gerçekten severek yapan o harikulade insanlar. 
Kilonuza göre atlayışlar gerçekleşiyor ve siz o esnada insanların 50 metreden kendini boşluğa bırakışına hayret ediyorsunuz. Bungee Jumping’in güzel yanı parterinizle atlayış yapma fırsatını size veriyorlar. Bunu yazdığım için Hasan bana kızacak ancak aksesuar takmayın, hepsi Hasan’ın oluyor. “Ben sadece yamaç paraşütü yaparım gerisine karışmam” diyen ben bütün aktivitelere katıldım. Bunu söyleyerek oraya gelen onlarca insan göreceksiniz. Ve yine o insanları o aktiviteleri yaparken göreceksiniz. 
Tandem Bungee Jumping için bizi Hasan ve Fatih hazırladı. Bir elinizle kamerayı tutuyorsunuz, diğer eliniz partnerinizin yeleğinde. 50 metreye geldiğinizde son hazırlıklar yapılıyor ve yüzünüzü boşluğa dönüyorsunuz. Bu esnada aşağıya bakmamaya özen gösterin. Ben çıkarken hiç bakmadıysam 10 kere aşağı baktım. Keza sonradan izlediğimiz üzere partnerim de düşüşten 2-3 saniye önce aşağıya bakıyor. Kendinizi boşluğa bırakma iradesi sizin elinizde. Bu sizi germesin. Oradaki rehber “şimdi cesur” diyor siz de “daima cesur” deyip kendinizi boşluğa bırakıyorsunuz. Düşüş esnasında yaşadığınız şeyleri yazabilecek bir lügatım yok. Yaşayın. Gerçekten bu deneyimi yaşayın. Özellikle çiftler, kesinlikle bu deneyimi yaşayın!
Yanınızda bulunması gerekenler: Cesaret, tişört, ayakakbı, şort.

***Ekstra***
Ören Kanyonu

Ekip olarak boş günümüzü bu aktivite ile değerlendirdik. 75 TL katılım ücreti var. Ücrete ekipmanlar, fotoğraflar ve yemek dahil. Özel bir izin ile kanyona giriş yapıyorsunuz. Cennetin yer yüzüne düşen ılık gölgesi burası. 4 km uzunluğunda bir parkur. Parkura girişte yine eğitim alıyorsunuz, neopren, kask, ayakkabı ve can yeleği organizasyon tarafından veriliyor. Neden ılık gölgesi diye soracak olursanız parkur boyunca öyle yerler var ki soğuktan iliğiniz donuyor, hemen ardından kayalıklarda yürürken sıcaktan terliyorsunuz. Su öyle yerlerden akmış ki doğal aqua parkı görmeniz mümkün. 2 metrelik kayaların arasından kayarak kendinizi buz gibi suya bırakıyorsunuz. Yüzme bilmemeniz çok elzem değil. Can yeleğiniz var. Batma gibi bir durum söz konusu olamaz. 

Mehmet Bat ile birlikte kanyonda iseniz harika fotoğraflarınız olacak. Kanyon boyunca Hasan hoca’nın zulasından sigara içmek mümkün. Yanınıza su almanıza gerek yok. Kaynağından kana kana su içeceğiniz yerler var. Eşsiz kelebeklere sıkça rastlayacaksınız. Kendinizi yürüyüşe kaptırıp manzarayı kaçırmayın sakın. Ara ara durun ve etrafı seyredin. Gökyüzünün ne kadar küçük, ağaçların ne kadar yaşlı ve kayaların ne kadar ürkütücü olduğuna bakın.
Kanyon sonunda müthiş bir alabalık ziyafeti sizi bekliyor olacak. Zaten acıktığınızdan parmaklarınızı yiyeceksiniz. Kanyon mevkiinden ayrılmadan alabalık tesisindeki yemleme işlemini izleyin derim. Dönüş yolunda muhtemelen uyuyor olacaksınız.
Yanınızda bulunması gerekenler: Neopren içerisine giyebileceğiniz şort, mayo / bikini.
Scad Diving

Tamamen isteğe bağlı. Bungee jumping yapmam diyorsanız bunu yapabiliyorsunuz, eğer bungee jumping yaptıysanız bu aktivite için cüzi bir para ödemeniz gerekiyor. 50 metreden sırt üstü bir ağa düşüyorsunuz. Düşüş kararınızı oradaki rehberiniz veriyor. Hasan veya Fatih yukarıda ise sinirlendirmenizi tavsiye ederim. Mükemmel bir düşüş deneyimi yaşayabilirsiniz.
******
En özel zamanlarınızı, unutulmaz dostluklarınızı yaşayacağınız yer tam olarak orası. Demem o ki biz diğer paketlerden devam edeceğiz, sizleri de bekleriz!
Teşekkür:
Mustafa Kaya, mBAT, Fatih, Hasan, Funda, Gamze.
Özel Teşekkür:
Çağatay, Öznur, Çiğdem, Mehmet, Özge, Tuba, Melek ve Pelinim!
Blog

Mühim

elinde tuttuğun ölgün ışık düne ait,
farkında değilsin
-mühim değil.

senin yarın sende kalsın,
dilediğin yarın bakıp içlendiğin gökyüzü kadar uzak
yarın gelsin, anlayacaksın
-mühim değil.

benim yarım
senden arttım
adımı biliyor musun?
-mühim
değil-

mirfanK’15