Tüm yeşilliklerin inadına pembeye büründü kadın…
Gökyüzüne baktı
“İçimdeki yerini değiştirdim bugün…”
Git.
Çalmasını bilene güzel bir enstrüman “gitmek”. Kış gelir, soğuk gelir, kar gelir, mevsim bahar olur kuşlar gelir sonra sen gelmezsin direk sonbahar gelir.
İşte bir kadının mektubundan dökülüp gidenler bundan öte olamaz. Vazgeçmekten vazgeçmek bile büyüklüktür aslında. Ama önce vazgeçmeyi, gitmeyi düşünmenin büyüklüğü var.
Bu kadar büyüklüğü kaldıramam dedi kadın…
Döngüdür belki. Gidince ben boşluğum dolar elbet, yenileri gelir. Sevilir birileri yine benim pembe elbisem dahi yer etmez zihinlerde. Düşüşüm / Çıplak ayaklarımla üşüyüşüm / İçimde bir yerlere seni gömüşüm. Bunlar bilinmez ki…
Kadın yazdıkça parçalanmadı asla.
Gittikçe de parçalanmadı.
Sadece
Rüzgar
Mektuba yakın bir yerlere
Kokusunu bıraktı.
Gittiğim yerler soğuk, zifiri, bakımsız ve çıplak. Yani gelme.
Kadın çok mu düşündü sevdiğini bilinmez ama iki kelimenin birine “gelme” arzusunu yapıştırdı. Yaptığını bozmamak için kaçtı kadın kimine göre. Bana göreyse kadın yeşile pembeyi çok yakıştırdı.
En nihayetinde kusursuz bir resmin ortaya çıkabileceği ihtimaline sarılıp düşleseydim seni eğer
Sabırla ve kararlılıkla inansaydım
Binlerce parçasını itina ile yüreğime sokuşturduğun
Mutluluk tablosunu tamamlamaya çalışsaydım.
Pembe giyinmezdim.
Maviye bürünürdü her şeyim.
Kollarında son bulurdu en eşsiz hikayem.
Kadın çapını aştı. Bilinmeyenlerden, tadılmayanlardan vazgeçti kadın. Korkmadı evet. Önemli olan bu yarışa katılmaktı ve kadın tüm gücüyle koştu. Sen de korkma bu yüzden.
Ardına bakmayan tüm kadınlar gibi
Kayboldu yeşillerin arasında bir kadın
Masmaviydi gidişi
Ardında kalan mektup simsiyah.
Okuyan gözler olmasa da
Gitti kadın
Bir erkek gibi gitti.
Fotoğraf: Murathan Özbek
Kurgu: İrfan Kurudirek
mirfanK’10
[Kadınıngözündengörmek]