Bugün ferman günü…
Kralı ortalıkta gören yok. İnzivaya çekilmiş, ağlayan bir peri kızına nasihat ederken görmüşler en son. Kral çok sinirlenmiş, olayın dillenmesinden çok korkuyor.
Yakılan şövalyenin kardeşi var ya Edwart, o anlattı. Bana yalan söylüyor gibi geldi.
Donanmanın son yaptığı çıkartmada bir adayı ele geçirmişler dostum. Sanata ışık tutacak çok şirin simgeler varmış. Ne dersin? Parlarım oraya yerleşince.
Haa hani şu Kralın odacısı var ya, günlüğünü el altından beş altına satan? Onun evinde de Kralın sevdiği bir kıza ait mektup bulmuşlar. Ama ben inanmadım. Sözde Kral mektepte ders verirken bir öğrencisi âşık olmuş, o da merhamet etmiş ama kız sağda solda "Kral benimle evlenecek, boşuna güvenmeyin ona" deyince diri diri gömmüşler çöle. Bu kral pek zalim çıktı, halk yakında ayaklanır Zaidecdemişti dersin. Bu adam duygusuzluğun Kralı olmalıymış.
Pehh..
"Haşmetli Kralımız Ivan halkına bizzat seslenecek, herkes öğle vaktinde -Kale- önünde olacak! Duyanlar herkese duyurmakla yükümlüdür. Haşmetli Kralımız Ivan…"
"… Çabuk hazırlan abla, O’nu daha yakından görmek istiyorum.
Dona benimle gitmek zorunda değilsin! Git gör Kralını …"
Yankılanıyor yüksek rakımlı bir kentin dağlarında ferman sesi.
Herkes Kralın bizzat katılacağı fermanı merak etmektedir.
Kafalar karışık, aşk olgusu yerleşeli çok olmuş, insanlar çoktan başka nefisler peşinde…
Daha yeni yeni her kafadan bir ses çıkıyor. Daha deyimleştirilmemiş.
Kralın aynı makamı paylaştığı askerleri pek ileri görüşlü…
"Kral tek tek alay etti hepsinin çıkarcı duygularıyla, bu ferman halkın beklediği stratejik fermanlardan değil. O haddi olmadan sahiplenmeye çalışanlar varya Kralı? Asıl mevzuu bu. Ben dahi yılların veziri olarak onun tek yakınının azrail olduğunun farkındayım. Çığır açacak bu ferman, onu masmavi bir mürekkeple yazmış. Sabahtan beri kimseyle konuşmuyor, sesini koruyor büyük ihtimalle…"
Halk karışık.
Vezir dahi sessiz…
Herkes fetih planlarında
Veya az vergi alınsın telaşında
Kral
Kralcı
Aşk…
-Kale- önünde toplanmış yüzlere baktı.
Elinde itina ile katladığı fermanı, yanında sevenleri, ön sırada da onu en çok sevenler vardı.
Bir süs furyasına kapılmış halkın on yedilikleri…
Kral güneşi arkasına aldı:
"Halkım!
Geriye doğru saydığımda kimse bildiğini okumayacak artık.Başına buyruk olanların hali ortada, bense sizin bu vahim duruma düşmenizden ötürü perişanım.
Son – ki – üç – Aldatıyoruz!"
O tarihe şerefsiz harflerle yazıldı belki.
Ama bir çığır açtığı kesin. Bir bütün olarak sevip bunları parça parça insanlarda toplayıp farkına varanların da parça parça olmasına sebep olanların idolü o şimdilerde…
Ivan’ın bu üç satırlık fermanına yıllarını sığdıranlar unutulmama kaygısıyla böyle bir şey yaptığını savundular. O günümüzün havasını solusaydı fermanı şüphesiz ki
"Aldatıldık ey halkım! Unutma bizi…" olurdu.
"Yeni Mesaj Yaz- `Seni seviyorum` – Gönder – Çok kişiye gönder – Ayşe, Fatma, Oya (ve daha niceleri) – İletildi…
"Yeni Mesaj(lar) Alındı – Ayşe: Bende seni seviyorum, Fatma: Seni çok seviyorum,Oya: Seni sevyrm"
Biz Ivan’ın torunlarıyız!
O haşmetli Kralın.
Unutmayın bizi.
mirfanK’08