26.11.2011 – Cumartesi
00:13 / -22’C / Erzurum.
Nefes alınca burun deliklerim birbirine yapışıyor, korkuyorum donmaktan. Ayaz gözlerimi yakıyor, kıstım gözlerimi etrafı izliyorum. Sokak lambalarının altından geçtiğimde gözlerimde kristallenen turuncu ışıkları yine yokluğunla atıyorum. Şimdi iplerin bende gibi, gözlerimden akan seni biraz daha hızlı yürüyerek dondurabilirim. Tahminen gamzelerimin altında bir yerde donup kalırsın, hadi yine iyisin, seversin gamzelerimi.
Aslında daha güzeli ne biliyor musun? Sıcak bir yere girdiğimde yanaklarımdan boynuma süzüleceksin, sonra tenimde kaybolacaksın. Bunu hayal ederken titriyor sesim. Bu normal mi?
Gördüğüm her kuş için bir şiir okuyorum, içimden onlar için uçmak geliyor fakat yapamıyorum. Onları omuzuna konan kelebeğe benzetiyorum, sözün özü seni yaşatmak istiyorum. Kelebek kanatlarını çırpıp uçtuğunda omzuna konan tozlar için bir bahçe yaptım okulun orada, çiçeklere bakıyorum, kelebeği bekliyorum, seni seviyorum, bakma aslında bunlar da rutine bindi.
İçime kök saldı bu ayaksız halin. Hiç gitmeyecekmiş gibi çiçekler açtın, onlarla konuştun, güneşe çevirdin. Eh, bunlar karşılığında da tarifsiz bir şekilde sevildin. Biliyorum, çok kıskandı yüreğimin ortasında açan çiçekler, kıskansınlar, sevildin.
Bu kadar çok sevilmen sana ayak oldu, sana gidiş oldu bilirim,
İçimde adına estirdiğim her rüzgar gözünü dışarı taşıdı,
Git,
Ben yine kök salmamış her periyi sen sanacağım, her kelebeği yüreğine saracağım.
Git..
Çizim: jhd