2008 yılında okuduğuım Sakin ol! Her şey Mümkün; yolculuğun, özellikle bilinmeyene yapılan yolculuğun, ne kadar özel olduğunu kanıtladı.
“Yolculuk biraz ölmektir der Paul Verlaine bir şiirinde, bence yaşam bir yolculuk, yolculuk da özgürlüktür.
Hele Sibel Buğdaycı’nın yaptığı gibi bilinmeyene yapılan yolculuk ise özgürlüğün de ötesine geçmektir.
Sadece sınırların değil, zamanın da aşıldığı, gerçek ile düşün birbirine karıştığı bu yolculukta; doludizgin bir gezgin, bizleri de büyülü latin dünyasının sırlarına, coşkusuna, renklerine ve güzel insanlarına götürüyor.” der Mehmet Günyeli kitabın tanıtım sayfasında.
Sibel Buğdaycı’ya “Sakin ol! Her şey Mümkün” için teşekkür etmeliydim, kendisini uzun uğraşlar sonucu buldum, teşekkürlerimi ilettim. O yıllarda yeni bir kitap projesinde olduğunu söylemişti. O günden sonra heyecanla bisiklet yolculuğunu konu alan kitabını bekledim.
Uzun uzun sohbetler, aşka biçilen kelimelerimiz ve sessizliklerimiz aynı yere çıkıyordu hep. Aradan yıllar geçti, ben Dünaydın Sevgilim’i büyük bir heyecanla kendisine gönderdim. İki müjdeyi aynı anda yaşadık. Ben ona kitabımı müjdelerken kendisi de bana “Kahire-Kızıldeniz Bir Bisiklet Yolculuğu” adlı kitabının çıkmak üzere olduğunu müjdeledi.
Kitabı okumaya kurşun kalemim ile birlikte başladım. Altı çizilecek, not edilecek onlarca şey vardı.
Kitap: Nil Kıyısında – Lüksor – Kızıldeniz olmak üzere üç temel bölüm üzerine oturtulmuş toplamda on parçadan oluşuyor. Bunlar:
Bir: Her yer her yer kadar ilginç.
İki: Yeniaynıkentler.
Üç: Bisiklet Üzerinde.
Dört: Tarihi Eserler.
Beş: Paket Servisi.
Altı: Karmaşanın Tanıkları Firavunlar
Yedi: Engellenen Seyahat
Sekiz: Son Durak Kızıldeniz
Dokuz: Çölde Hayatlar
On: Yolculuğun Sonuna Doğru.
Favori bölümüm kesinlikle “Karmaşanın Tanıkları Firavunlar”
Hemen hemen her parça Eski Mısır’ın Ölüler Kitabı’ndan alıntılar ile başlıyor.
“Günümüze geldiğimizde yüzyılların erişilemeyen sırlarına sahip bu anıt mezarları, boyunlarını bükmüş halde buluyoruz. Özellikle de yüz kırk metreyi aşkın boyuyla en büyükleri olan Keops Piramidi, gökdelen binaların ardında kaybolmuş durumda.” kitabın başlarında bulunan bu cümle bana “Mısırı kesinlikle görmeliyim!” dedirtti.
Sibel Buğdaycı “Oysa benim işim hayatın ve karmaşanın ortasına dalmaktan başka bir şey değil.” diyor.
Eğer yolculuğa merakınız varsa ve bu merakınızı usta bir kalemden okumak istiyorsanız öncelikle sahafların kapısını çalıp “Sakin ol! Her şey Mümkün” adlı kitabı sorun.
Kahire-Kızıldeniz Bir Bisiklet Yolculuğu alınıp okunası, arşivde saklanası bir kitap.
Tarih kokan o harikulade toprakları gezmiş kadar oluyorsunuz fakat içinizde her zaman için “gitmeliyim” isteği kıpırdaşıyor.
Sibel Buğdaycı’ya Not: İki kitabım da imza bekliyor.
Artı ve eksilerimle.
mirfanK’11