İç acılarımın toplamı: yokluğun.
Zaman çok. Kışlıkları kaldırıyorum, elim değmişken baharlık diye etiketlediğim eşyaları da kaldırıyorum bu bahar hiçbirine el sürmedik. Bazı eşyaları gazetelere sarıyorum. Eski gazeteler şu süreçte daha iyi hissettiriyor. Okumaya dalıyorum. Zaman çok. Acı da öyle. -ki bazı acılar hiç geçmez, sadece alışırsın.
Alıştık. Kışlıkları kaldırıyorum, fırtına çıkıyor. Tüm kasaba buz kesiyor. Peteklere dokunuyorum, değmiyor. Battaniyeleri kaldırmamıştım, birinin altına sığınıyorum. Tedbir çok.
Battaniyenin altındayken tavana dalıyorum. Pencereden bahar sesi doluyor, sokağın karşısına akasya ağacı dikenlere rahmet okuyorum. Zaman geçiyor. Bir müzik çalıyor içerilerden, geçmişe taşımacılık yapan bir müzik. Binip gidiyorum, içim geçiyor.
Bir enkazın üzerindeyim. Yer yarılmış, içine batıyor dünya, hayat geçiyor. Bir yıl daha eskiyorum bu rüyada. Yıpratıyor bu bitiş. Ömür geçiyor.
Kutlu olsun şimdilik kalışımız. Oyalanmak bile geçiyor.
Geç.
mirfanK’20